ETLİ PİLAV

Şimdi şu "camide poz verme" yazımla ilgili çok güzel tepkiler aldım. Tabii ki "yeni Başkana yüklenme, moralini bozma"

camide poz verme" yazımla ilgili çok güzel tepkiler aldım. Tabii ki "yeni Başkana yüklenme, moralini bozma" diye arayanlarda oldu, olmadı değil.

Öncelikle aslında şunu herkes çok iyi biliyor ama varsa bilmeyenlerde bilsinler ki... bizim kimseden hele ki kamu parasının yani milletin parasının harcandığı belediyeden delikli beş kuruş talebimiz hiç olmadı. Dün de olmadı bugünde...

Dahasını söylüyorum... herkes susarken ben hep taşın altına elini koyanlardan oldum ve birileriyle hep kötü olan ben oldum ama işin hem maddi hem siyaseten kaymağını başkaları yedi.

Ama bu mevzulara artık gireceğiz ve zaman zaman bu konularla ilgili çok önemli bilgileri sizlerle de paylaşıp yazacağım... yazacağım ki herkes neyin ne olduğunu bilsin. Benim şahsen kimseden saklayacağım bir şey yok...  varsa olanlar düşünsün.

Şimdi şu konuyla ilgili bazı söyleyeceklerim var... hani "camide poz verme" falan eleştirip işi vizyona bağladım ya... heh işte o konu...



Değerli okurlar... Avni Başkan mazbatayı alıp koltuğa oturunca... benim ilk yazım neydi biliyor musunuz? Hatırlayanınız var mı?

"Sakın Çınarcık'ı küçük olsun benim olsun mantığıyla yönetmeye kalkmayın, yazık edersiniz!"

İşte bunu söyledim ben... böyle seslenmiştim Avni Başkana ilk yazımda.

Belki de okuyunca "Ne diyo lan bu" demiştir... öyle ya... adam seçilmiş ve kimileri yalama derdindeyken benim yaptığıma, söylediklerime bakın!

Ben hep "kötü olma", "yanlış anlaşılma" pahasına doğruları söyleyenlerden oldum çünkü bunu yaşadığımız yerlere ve milletimize hizmet olsun diye yaptım ve bu anlayışla yapmaya da devam ediyorum... ki amacım kimsenin moral ve motivasyonunu bozmak falanda değil, olmadı, aksine arttırmak oldu hep...

"Abi bak sen Avni Başkana yükleniyorsun ama bilmediğin bir şey var? Çınarcık halkı başkanına ikinci şansı verir hep. Avni Kurt’ta bir dönem daha seçilir haberin olsun..."

"Haklısın kardeşim olabilir ama ben bu eleştirileri birilerini yıpratmak için ve koltuğundan indirmek için yapmıyorum ki... isterse koltukta yıllarca otursun ben ona bakmam ve gördüğüm yanlışı söylerim..." demişimdir hep... ki bunu diyenler kendilerini bilirler bu yazdıklarımı okuyunca.

Ve ne oldu... ben gördüğüm yanlışları yazdım... hep yazdım... kötü oldum, hakaretler ettiler, iftiralar attılar... "bir seneye kalmaz kaçar gider" dediler... hatta bir seferinde hiç unutmam bir bayan aynen şöyle yazmıştı benim için... "Bunun hakkı kötektir."

Çok dava ettiler beni... çok ifade verip hakim karşısına çıkıp yargılandım ama hepsinden beraat ettim.

Peki ben bunları yaparken bu durumdan her anlamda faydalananlar olmadı mı? Olmaz mı... neyse oralara başka bir zaman gireriz... bugün konu o değil.

Ben "kötü olma pahasına" dün ne yapıyorsam bugünde aynısını yapmaya devam edeceğim.

Ve bakın önemli bir şey söylüyorum...

Şuan Başkan Numan Soyer’in  her ne kadar 4-5 ay gibi kısa bir süre olsa da bu süre içinde yaptıklarına, verdiği fotoğraflara bakarak diyorum ki;

Çınarcık’ın ihtiyacı olan Başkan profili bu değil.

Çınarcık’ın ihtiyacı olan başkanın sahip olması gereken vizyon bu değil.

İsteyen istediği kadar sitem etsin veya darılsınlar bana... ben gördüğümü söylüyorum, söylerim.

Burada bir parantez açıp şunu söylemek isterim ki; Avni Başkanın son zamanlarda bana söylediği şuydu... "Hakancım sen bir marka oldun. Ama bu birazda benim sayemde oldu. Bu konuda benim hakkımı da yeme."

Marka olduk olmadık mesele o değil... ama ben işte bunları söyleyebildiğim ve bu eleştirileri milletimizin vicdanı olmaya çalışıp açık açık yazabildiğim için millet beni okuyor... ve arayıp desteklerini iletiyorlar. Bu anlamda milletimizin sesi olmayı başarabiliyorsak ne mutlu bize.

Daha önce dedim... yine diyorum...

Ben kimsenin kapıkulu askeri de değilim... ulufe de almam.

İsteyende önceki başkanın bir ara yaptığı gibi bunları dediğim için bana küsebilir, beni toplantılara falan filan çağırmayabilir... her şeyi de yapabilir hiç önemli değil... gördüğüm gerçek bu ve ben bunu söylerim. Bunu söylerken de "o ne der", "Bu ne der" diye de bakmam, bunca zamanda hiç bakmadım.

Ben "hak ne der", "doğru nedir" yalnızca ona bakarım.

Çınarcık’ın turizmde hak ettiği yere gelmesi, gelebilmesi... su borusu tamir edilirken başında bekleyen... cami temizliği yapılırken başında bekleyen bir belediye başkanıyla asla mümkün olamaz, bunun mümkünatı yoktur.

Görünen köy kılavuz istemez çünkü.

Hee ben bunları söylüyorum... E sizde başarın ve beni mahcup edin... Mühür elinizde, yetki elinizde... hükümet imkanları elinizde ve Yalova’nın 3 vekilinden 2’si sizde... hodri meydan. Çıkın halka verdiğiniz sözleri tutun.

Siz yeter ki halka verdiğiniz sözleri tutunda... yaşadığımız yerler daha yaşanılır hale gelip gelişsin de... ben yanıldığımı sevine sevine yazmaya razıyım... ama yok, olmaz... görüyorum ben bunu olmaz, olmayacak da.

Avni Başkan için de demiştim bunları... sonuçta proje anlamında bir şey yapamadan... dolguyu bile bitiremeden gitti!

Tabii ki borçlu belediye almıştı falan birçok sebebi vardı ayrı konu... ama olmadı sonuçta.

Yine olmayacak... söylüyorum... bu kafa yapısıyla, bu anlayışla olmaz, olmayacak.

Bakın yol yakınken bunu bilhassa söylüyorum ki; bu hatalardan dönün... bu bakış açısını... bu anlayışınızı değiştirin diye yapıyorum bunu.

Artık siyaset değişti... siyasetten beklentiler değişti... vatandaşın beklentileri, talepleri değişti... her şey değişti ve bu değişimi göremeyenler işte böyle tamir edilen bir su borusunun önünde veya camide işçiler temizlik yaparken falan onları izleyip, başlarında durup poz verirler... kimse kusura bakmasın.

Başkanın aklı bunlarda... birde millete nasıl "etli pilav" dağıtırım onda!

Sevgili Başkan kusura bakma ama yanlış işler yapıyor, yanlış şeylere kafayı takıyorsun.

Bunları sana danışmanların mı yoksa başkalarımı yaptırıyor, yol gösteriyor... yoksa kendin mi yapıyorsun orasını bilemem ama yanlış yoldasın.

Ve böyle giderse...

Hani makamda sohbet ederken... "Başkan bak benim oturduğum koltuk hep aynı... ben gelip bu koltuğa oturup çayımı içip sorumu sorup gidiyorum... ama senin koltukta oturan değişiyor farkında mısın?" demiştim...

 





Sizde bana "haklısın hakan" demiştiniz...

Diyeceğim o ki;

Böyle devam ederseniz... hem zamanın adeta su gibi akıp gittiğini görecek... hem de beni yine aynı koltukta ama başka bir başkana soru sorup sohbet ederken göreceksiniz.

Aynı şeyleri yapıp aynı yolda ilerleyerek varabileceğiniz tek şey... aynı akıbeti yaşamak olur... başka bir şey değil.

Şimdiden... daha vakit varken söylüyorum... ve altını kalın kalın çizerek diyorum ki;

Hani lafa gelince "Marmara’nın İncisi" dediğiniz yer var ya...

Heh işte o yerin turizmde hak ettiği yere gelmesi ve gelişmesi... tamir edilen bir su borusu önünde veya camide temizlik yapanların başında beklemekle, bu pozları vermekle olmaz ve asla da olmayacaktır.

Bu işleri bırakın... vazgeçin... yanlış yoldasınız... halkın size bir süreliğine verdiği bu yetkilendirmenin kıymetini bilin ve doğru dürüst işlere yönelin, kafa yorun... ve bu kafayı değiştirin!

Bu kafayla, bu anlayışla olmaz... daha önce de olmadı!

Hele ki bu işler öyle belediyenin parasını birilerine ulufe gibi dağıtmakla olmaz!

"Etli pilav" dağıtmakla hiç olmaz!

Ben her zaman olduğu gibi "kötü olma pahasına" bunları söylüyorum...

Sonra söylemedi, uyarmadı demesin kimse.

Hakan Korkmaz

Revizyongazetesi.com

Genel Yayın Yönetmeni

http://www.revizyongazetesi.com/yeni/2018/10/17/millete-mi-sordunuz/