Aramışsın, bir görüşmeden dönüyordum yolda duymamışım. Bilgisayarı açınca da paylaşımını gördüm. Anladığım kadarıyla verdiğim kulis bilgilerini değil bana söylediğin bir sözü inkar etmişsin.

Yönetiminle beni ziyarete geldiğinde sohbet esnasında bana bunu dediğini herkesin içinde hatırlatmıştım ama sesin çıkmamıştı. Niye o zaman "Abi ben böyle bir şey demedim" demedin? O gün beni ziyarete gelen yönetiminde kimler varsa buna şahittir.

Şimdi seçim zamanı aman kimseyle kötü olmayayım kimse kırılmasın diye inkar, ahlaklı bir duruş değildir.

Ofisine çağırmıştın beni hani Çınarcık’taki yerinle ilgili yapmak istediğin projeye Çınarcık Belediye Başkanı sahip çıkmıyor diye dert yanmıştın işte o görüşmemizde beni överken demiştin bu sözleri. Hani sonra diğer üst kattaki ofisine davet etmiştin beni ve bu seferde ………… oğlu için otelime çöktüler paramı vermiyorlar, otelde yasa dışı faaliyetler yürütüyorlar falan demiş ve benden yardım istemiştin. Sonra da bulunduğun koltuğa oturmak için benden yardım istemiştin ve rakibinle ilgili sana bir ekran görüntüsü atmıştım ve “Bu işine yarar” demiştim ve çok memnun olmuştun ve o koltuğa oturmuştun bunları da mı hatırlamıyorsun? Bu whatsapp yazışmaları sende de bende de var zaten.

Senin de bildiğin üzere senden hiçbir talebim hiçbir zaman olmadı bundan sonra da olmaz fakat malum bazen yazıp çizdiklerimizi yorumlarımızı sende bir siyasetçi olarak beğenmeyebilirsin bu doğaldır. Bunları demokratik olgunlukla karşılamak gerekir… ki bunu yapmak yerine dediklerini şunu bunu inkar yoluna gidersen asıl bu yanlış olur.

Benden söylemesi.

BAGAJI DOLU SİYASİLER

Bagajı dolu siyasetçiler hakikatin ortaya çıkmasını istemedikleri için etraflarında hakikatin değil paranın peşinde koşan satılık kalemler olsun isterler. Çünkü aksi durumda “Kim ne zaman bagajımı açıp her şeyi ortalığa serecek” diye endişe duyarlar. Ama kalemi besleyip satın aldığında artık bu endişeyi duymana gerek yoktur.

Evet bagajı dolu siyasetçi sadece hakikati yazan namuslu bir kalem gördüğünde adeta şeytan görmüşe döner dahası hakikat karşısında en ufak bir sıkışmada hemen o namuslu gazeteciyi şeytanlaştırmaya çalışır.

Namuslu siyasetçiler ise tam tersine etraflarında sadece hakikati yazan namuslu kalemler olsun isterler çünkü onların bagajları boştur, onların örtbas etmeye çalıştıkları ve endişe edecekleri bir şeyleri yoktur.

“Hakikat er ya da geç…” diye başlayan klişelere girmeyeceğim ama bagajı dolu siyasilere veya bagajı dolu olduğu halde siyaset yapmakta ısrar edenlere şunu söyleyip bitirmek isterim;

Bagajınız doluysa o bagaj bir gün mutlaka namuslu bir gazeteci tarafından açılacaktır ve o gün besleyip satın aldığınız kalemlerin size hiçbir faydaları olmayacaktır.

Bunu böyle bilin ve mümkünse siyasetten uzak durun veya vakit varken çekilin ve işinize gücünüze bakın.

Benim tavsiyem budur.

ALİ FAİK AYDIN’A SORDUM

“Ali Faik Aydın Çiftlikköy’de İYİ Parti’den aday olacak” şeklinde bazı söylentiler kulağıma gelince Sayın Ali Faik Aydın’ı telefonla arayıp sordum.

Ali Faik Aydın,“Bizim yönümüz belli. Elbette İYİ Parti’de de başka partilerde de birçok insanı tanıyoruz ve görüşüyoruz. Çiftlikköy’de bizi bilirler. Bu gibi söylentiler bizim dışımızda olan şeylerdir…” şeklinde konuştu.

“Parti değiştirmek, başka partiden aday olmak gibi bir niyetiniz yok yani?” diye sorunca Ali Faik Aydın, “Şimdilik böyle bir niyetim yok” cevabı verdi.

Aktarmış olayım.

SİYASİ CAMBAZLIK

Seçim bölgenizde etrafınızdaki kimi partili kimi partiden kopmuş bazıları AK Parti’nin dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aleyhine çalışacaklar ve partiye açık bir ihanet içinde olacaklar sesiniz çıkmayacak, kılınız kıpırdamayacak ama diğer taraftan televizyonlara çıkıp Cumhurbaşkanını, iktidarı savunacaksınız öyle mi!

Her şeyden önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a vefasızlıktır bu.

Milletin aklıyla dalga geçmektir bu.

Siyasi iki yüzlülüktür bu.

Siyasi cambazlıktır bu.

Hakan Korkmaz

Revizyon Gazetesi

Genel Yayın Yönetmeni