Umut Güçlü, 40 kişilik il yönetiminin arasından nasıl sıyrılarak il başkanı oldu

Yalova siyasetinin AK Parti cephesinde yaşanan gelişmelere bakalım... ki şüphesiz bu gelişmelerin şimdiki ve ileri de doğurması muhtemel sonuçları itibariyle sadece AK Parti’yi değil genel anlamda Yalova siyasetini ilgilendirdiği bir gerçektir. 

AK Parti’nin ülke genelinde en başarılı İl Başkanlarından biri olarak gösterilen AK Parti Yalova il başkanı Muğlim Bağatar, milletvekili aday adayı olmak için görevi bırakınca yerine yapılacak atama için süreç başladı. 

Elbette bu süreç doğal olarak birileri için bazı fırsatları da yarattı. 

Mesela il başkanı olmak için uzun süredir sabreden Merkez İlçe Başkanı Umut Güçlü bu amacına ulaşmak için fırsat yakalayanların başında geliyor. 

Muğlim Bağatar milletvekili aday adayı olmak için görevi bırakınca Umut Güçlü doğal olarak il başkanı olmak için adaylığını koydu ve “sabreden derviş muradına ermiş” misali çok istediği il başkanlığı koltuğuna oturması aslında zorda olmadı. Bunun niye zor olmadığına birazdan değineceğim zaten. 

Evet Yalova’da karşılığı olmayan tepeden inme Milletvekili Ahmet Büyükgümüş mesela... 

CHP’li Yalova Belediyesi’nde yaşanan skandal yolsuzluğun ortaya çıkması ve Yalova Belediyesi’nin AK Parti’ye geçmesinde ve devam eden süreçte büyük ve önemli bir rol üstlendiği Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dahi çok iyi bilinen ve takdir edilen ve bu sebepledir ki bir süredir siyasi rakiplerinin hedefinde olan Muğlim Bağatar ve il yönetimini dağıtmayı hedefleyen mihrakların değirmenine bilerek veya bilmeyerek su taşıyan pozisyondaki Ahmet Büyükgümüş’te bu anlamda süreci fırsata çevirenlerin başında geliyor. 

Şöyle ki; 

Muğlim Bağatar görevi bırakınca normal olan il yönetiminden birinin il başkanı olarak atanmasıydı. Birçok ilde böyle olmuştur ki teamül budur zaten. Bakın AK Parti’de başka illere... dediğim gibi olmuştur. CHP Yalova’da da böyle oldu. Mehmet Gürel’de milletvekili aday adayı olmak için istifa edince yerine yardımcılarından biri olan Muttalip Tunç atandı. Yani 40 kişilik il yönetimi varken yönetim dışından birinin il başkanı olarak atanması, alışılan bir durum olmamakla birlikte il yönetiminin düşmesine sebep olan bir durumdur... ki bu oldu...  

Niye olduğuna bakalım şimdi... 

Bana göre Muğlim Bağatar ve ekibi bu süreci iyi yönetemedi... 

Çok basit mantık ve anlatımla... İl yönetiminden çoklu adayla seçime gidilince oylar bölündü ve temayülde Umut Güçlü aradan sıyrılıverdi ve birinci çıktı... Bu temayül bağlayıcı değil ama elbette önemli bir gösterge adayın belirlenmesinde... 

Peki başta Muğlim Bağatar olmak üzere yönetimde kendisine yakın Koray Girgin, Kutalp Koyunoğlu, Hüseyin İshak gibi isimler bunu nasıl öngöremediler? 

Elbette benim işim sorular sorup gerçeği aramak ve “o ne der, bu ne der?” diye bakmadan gerçeği ortaya koymaktır... ki her zaman yaptığım gibi bunu yapmaya elbette devam edeceğim. 

Evet olması gereken Muğlim Bağatar’ın önce yakın kurmay ekibiyle istişare edip bir isimde karar kılıp “bu süreçte il başkan adayımız bu” demesiydi... 

Ama bu yapılamadı ve Muğlim Bağatar’ın yakın kurmaylarından 3 isimden 2’si yani Koray Girgin ve Kutalp Koyunoğlu il başkan adayı oldular. 

Peki Muğlim Bağatar’ın yakın kurmaylarından üçüncü isim olan Hüseyin İshak niye il başkan adayı olmadı? İşte zurnanın zırt dediği yerde burası zaten! 

Koray Girgin ve Kutalp Koyunoğlu bu süreçte AK Parti Yalova İl Başkanı olmak isteyince bu durum Hüseyin İshak’ın işine gelmedi çünkü Hüseyin İshak’ın bir süredir hem Koray Girgin’le hem de Kutalp Koyunoğlu ile arası yok! 

Anlayacağınız Koray Girgin veya Kutalp Koyunoğlu il başkanı olursa yönetimde eski konumunu ve gücünü kaybetme endişesi yaşayan Hüseyin İshak, kendisinin il başkan adayı olmak gibi bir özgül ağırlığı olmadığı için olsa gerek çareyi başka bir ismi öne atarak bir siyasi mühendisliğe soyunuyor ve Serhat Topçular’ı il başkan adayı olarak çıkarıyor veya yanında yer alıyor diyelim. Serhat Topçular benim bildiğim ve tanıdığım kadarıyla il yönetiminde son derece efendi ve düzgün isimlerden biridir ve kendi iradesiyle hareket etmiştir ve adaylığını koymuştur, herkes gibi onun da hakkıdır bu ayrı konu. Bir yanlış anlaşılma olmasın diye özellikle belirtmek isterim. 

Konuya dönecek olursak peki bu gelişmelerin Muğlim Bağatar’ın haberi ve onayı olmadan yaşanması mümkün mü? Bence değil... 

Dikkat buyrun açık açık konuşuyorum ve soruyorum... 

Peki bu durumda ortaya çıkan tabloyu nasıl okumak gerekiyor? 

Hüseyin İshak’ın Muğlim Bağatar’dan onay almadan böyle bir siyaset mühendisliğine soyunması mümkün mü? Bence mümkün değil! 

Ankara’lara gidip gelmeler... Hilton Oteli’nde istişareler falan...  

Uzatmayayım... Ben bu gelişmelerin Muğlim Bağatar’ın haberi ve onayı olmadan yaşandığını düşünmüyorum açıkçası. 

Bence Muğlim Bağatar, Hüseyin İshak’ın etkisinde kalarak kendisinden sonraki malum süreçte Serhat Topçular’ın il başkanı olmasına onay verdi diye düşünüyorum. 

Çünkü bakın Serhat Topçular temayülde ikinci sırada çıkıyor... Belli ki organize bir akıl ve destek var kendisine... 

Bakın bir tık yukarıya çıkıyor ve akıllara gelen soruyu soruyorum... 

O zaman Muğlim Bağatar burada kendisine en yakın iki ismi yani Koray Girgin ve Kutalp Koyunoğlu’nu siyaseten satmış veya harcamış olmuyor mu? 

Evet bana göre böyle oldu! 

Muğlim Bağatar bir türlü vazgeçemediği Hüseyin İshak’ın etki ve yönlendirmesiyle bilerek veya bilmeyerek böyle bir tablonun ortaya çıkmasına sebep oldu veya hadi biraz yumuşatarak söylemek gerekirse bu tablonun ortaya çıkmasının önüne geçemedi diyelim. 

Elbette iyi olmadı, hoş olmadı bu tablo ama siyasetin içinde bunlar var ve oluyor zaman zaman... 

Kıymetli okurlar... Bunlar benim okumalarımdır. Ben böyle okumalar ve analizler yaptım diye gerçek ille budur demek değildir. 

Adı geçen isimler kendi iradeleriyle bir siyasi mücadelenin içine girmişler ve ortaya bir sonuç çıkmıştır. Hani şöyle olsa böyle olsa daha iyi olurdu diye bahsettiğimiz bazı müdahaleleri yapmak kolay olmuyor siyasette bazen... ki bu gerçeği de unutmamak lazım. 

Ben lafı evirip çevirmeden açık bir şekilde duyduğumu, gördüğümü ulaştığım kulis bilgileri ışığında yorumluyorum. Ama dediğim gibi ben dedim diye ille bu böyle oldu demek değildir bu... Ben böyle olduğunu düşünüyorum ve düşüncelerimi de “O ne der, bu ne der?” diye düşünmeden ve hiçbir hesap kitap yapmadan sizlerle paylaşıyorum. Durum bundan ibaret. 

Evet bunu yapmaya devam edelim... 

Şuradan devam edelim... 

Temayülde ilk üçe kalan başkan adayları Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına çıkmak için Ankara’ya gidiyorlar... 

Önce teşkilat başkan yardımcısı daha sonra teşkilat başkanının karşısında bir mülakata giriyor başkan adayları... 

Burada anlaşılıyor ki; Ahmet Büyükgümüş bu sürece direk müdahalelerde bulunmuş ve adeta genel merkezdeki bütün ağırlığını kullanmış... 

Bazı özel ulaştığım kritik bilgileri haber kaynağım deşifre olmasın diye vermiyorum, veremiyorum... ki bunu özellikle belirtmiş olayım. 

Tek amacının, milletvekili adaylığı noktasında siyasi rakibi olarak gördüğü Muğlim Bağatar ve il yönetimini dağıtıp, kendisini “Ak Parti’nin başına geçeceksin...” diye pohpohlayan Yakup Bilgin Koçal’ın güdümündeki isimleri il yönetimine doldurmak olduğunu düşündüğüm Ahmet Büyükgümüş’ün bu amaç doğrultusunda gayret göstermesi zaten beklenen bir şeydi... ki kendisi YTSO seçimlerinde de aynısını yaptı zaten. 

Genç vekil Ahmet Büyükgümüş’ün Yakup Bilgin Koçal’ın yörüngesinde olduğunu daha önce açık açık yazıp söylemiştim zaten. Ne yazık ki genç vekil bu yörüngede kalmaya ve AK Parti’den kopmuş bu yapının değirmenine su taşımaya bilerek veya bilmeyerek devam ediyor! 

Peki Umut Güçlü anlatmaya ve yorumlamaya çalıştığım sürecin neresinde? Bunu da belirtmek lazım ki yanlış anlaşılmalar olmasın... 

Umut Güçlü hiçbir siyasi oyunun veya planın içinde olmadığı gibi kimseyle bir siyasi iş birliği içinde olmadı. İyi de yaptı. Umut Güçlü sadece malum sebeple boşalan bir koltuğa talip oldu ve süreç kendisinin lehine işledi o kadar. Daha açık konuşmak gerekirse; Umut Güçlü, Muğlim Bağatar’la Ahmet Büyükgümüş arasındaki siyasi çekişmede ne taraf oldu ne de bundan faydalanmak için türlü oyunlar içine girmedi. Girse haberim olurdu bir şekilde ve yazardım zaten. Ama Umut Güçlü doğru olanı yaptı. İyi de yaptı ve kazanan kendisi oldu bu süreçte. 

Dünkü yazımda verdiğim önemli kulisten bahsedeyim biraz... 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, il başkanını belirlemek için adaylarla yaptığı mülakat sonrası herkes makamdayken Muğlim Bağatar’a adeta sahip çıkan ve milletvekili adaylığına adeta yeşil ışık yakan övgülerde bulunuyor. 

Yalova Belediyesi’nin AK Parti’ye geçmesini sağlayan malum yolsuzluk skandalıyla ilgili mahkeme süreçlerinde vesaire genel anlamda AK Parti Yalova İl Başkanı olarak Muğlim Bağatar’ın önemli rol üstlendiğinden bahsediyor Erdoğan...  

Muğlim Bağatar’ın Yalova’daki yolsuzluklarla verdiği mücadeleye değiniyor Cumhurbaşkanı Erdoğan... 

Umut Güçlü’ye “Muğlim Başkana sahip çıkacaksınız bu süreçte, birlikte kapı kapı dolaşıp çalışacaksınız...” minvalinde sözler sarf ediyor ve talimatlar veriyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. 

Muğlim Bağatar’ı milletvekili adayı olarak göreceğiz gibime geliyor şeklindeki okumamı dünde paylaşmıştım zaten. 

Kıymetli okurlar şimdilik bitirelim... Yine devam ederiz... 

Ama şöyle bitirmek isterim... 

İnşallah Muğlim Bağatar ve Ahmet Büyükgümüş arasındaki tatsız siyasi rekabet bir son bulur. Bunun olması için Ahmet Büyükgümüş’ün birilerinin yörüngesinden çıkması elzemdir. Yoksa Ahmet aslında iyi bir çocuk... Ahmet istikbal vaat eden genç bir siyasetçi ama kendisini yanlış yönlendirenler var ve birilerinin etkisinde kaldığı kesin. Elbette bu benim görüşüm ve düşüncelerimdir ve belki de yanılıyor olabilirim. 

Ben bahsettiğim tatsız siyasi rekabetin Yalova’da AK Parti’ye zarar verdiğini düşünüyorum ve bu tablodan hem partinin hem de Yalova’nın bir kazancının olmayacağını düşündüğüm için bitmeli, sona ermeli diyorum ve istiyorum yoksa bana ne bir partinin içinde yaşananlardan... Beni ilgilendiren ilin ve halkın menfaatleridir. Kamu yararına bakarım ben başka bir şeye bakmam. Ak Parti Yalova’da 3 vekilin 2’sine sahip bugün hem Yalova Belediye meclisinde çoğunluğa sahip hem de Yalova Belediye yönetimini elinde bulunduran bir parti. AK Parti, CHP ile beraber Yalova siyasetinin en güçlü iki partisinden biri. O yüzden bu partideki gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz ve zaman zaman böyle derinlere inip analizlerde bulunuyoruz merak edenler için... Yoksa adı geçen kimseyle kişisel bir husumetimiz yoktur, olamazda zaten. 

Evet AK Parti Yalova’nın adeta sabreden ve muradına eren dervişi konumundaki çiçeği burnunda yeni il başkanı Umut Güçlü’nün bu süreçte toparlayıcı olup birlik beraberliği sağlayacağını düşünüyorum. 

Bakalım Umut Güçlü nasıl bir il yönetimi oluşturacak... ki bu önemli ve neler olacağını yeni yönetimin hangi isimlerden oluştuğuna bakarak anlayacağız diye düşünüyorum. 

İzleyelim bakalım neler olacak hep birlikte görelim. 

İyi pazarlar diliyorum. 

Hakan Korkmaz 

Revizyon Gazetesi 

Genel Yayın Yönetmeni 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.