Avni Kurt, Numan Soyer'e fena yüklendi!
Koru Belediye Başkanı Kamil Yaman’la sahil yürüyüş yolu projesinin Çınarcık ayağının tamamlanmasıyla ilgili bir araya gelip isim vermeden Avni Kurt’a gönderme yapan Numan Soyer’in açıklamalarını Revizyon Gazetesi’nin okurlarına duyurması üzerine Avni Kurt, Numan Soyer’e cevap verdi ve Soyer’e fena yüklendi.


İşte Çınarcık eski Belediye Başkanı Avni Kurt’un o açıklaması;


"Her şey bir yanlışla başladı. Nasıl ki, ilk düğmesi yanlış iliklenen gömleğin diğer düğmelerinin de yanlış olması kaçınılmaz ise, bu da öyle oldu.

Yanlış, 16 oy gibi cüzi bir farkla neticelenen seçimin sandıklarını açtır(t)mamak, oyları saydır(t)mamaktı. Hem de İl Seçim Kurulu’nun sandıkların tamamının açılması ve oyların yeniden sayılması kararına rağmen…

İktidar gücünü kullanarak bu hünere imza atan, millet iradesinin tam olarak tecelli edip etmediği konusunda bir kuşkunun zihinlerde peyda olmasına yol açan  bu ‘kirli’ eller, nasıl temizlenir? William Shakespeare’in ‘Hamlet’ tragedyasını okuduysanız anımsayacaksınız. Kral Claudius, yaptığı yanlış sonrasında kendisi için şöyle diyor: “Hiçbir yağmur, göklerin hiçbir rahmeti, yıkayamaz mı, bembeyaz edemez mi bu elleri?”

Kaldı ki, haksızlık üzerine kurulan bir yönetimden hakka uygun bir eylem, adaletli bir icraat beklemek de fazla iyimser bir beklenti olmaz mı?

Aynı ‘karanlık’ eller; seçimde, oy tercihlerini şahsımdan yana kullanan genç üniversiteli belediye çalışanı kızlarımızın ellerine süpürge vererek, onları sözüm ona cezalandırmadı mı? 2 Mayıs’ta (2019), genç kızlarımızın Cumhuriyet Meydanı’nda ellerinde süpürgelerle çekildikleri o fotoğrafı belleğimizden sildik mi zannediyorsunuz?

Belediyenin borçlarıyla ilgili iskeleye afiş asacağını söyleyen Numan Soyer, şimdilerde,  borçlarını çığ gibi büyüttüğü belediyenin koridorlarında rahat yürüyebiliyor mu? Hani nerede afiş? Zira kendisi, insanların gözlerinin içine baka baka yalan söyledi seçim meydanlarında... Hani nerede mahcubiyet,  nerede ‘utanma’ duygusu?

Bilahare olan bitenler de neresinden bakarsanız bakın, iç açıcı değil. Hem de hiç değil. Bir şirket kurdular. Belediye bu şirkete sermaye aktarımı bile yapamıyor. Bir şirket düşünün ki, müdürü maaş almıyor, alamıyor.  Müdürüne borçlanan bir şirketten bahsediyoruz. Şirket adına çalıştırılması planlanan, tarihi ve doğal görüntüsü yok edilen Çınaraltı ile ilgili de gerekli açıklamaları daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız.

Bundan daha vahimi, mevzubahis müdürün, 2019 mahalli idareler seçiminde ahalinin belediye meclisine sokmadığı bir kişi olması. Halkın meclise sokmadığı bir kişiyi, belediye şirketine müdür olarak atamak, halkın iradesine ne ölçüde kulak verildiği hakkında bir fikir vermiyor mu bize? Bununla birlikte, söz konusu kişinin, “Seçim döneminde sunmuş olduğu maddi desteğe karşılık, kendisine maddi destekte bulunulması maksadıyla şirket müdürü yapıldığı” yönündeki iddalara ne demeli?

Dedim ya; gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklediniz mi, geriye kalan düğmeler de yanlış oluyor:  Şahsımın belediye başkanlığı döneminde (2014-2019) büyük umutlarla kurulan ve Yalova’daki tek coğrafi işareti, ‘Çınarcık İşi’ni yaparak kente değer katan Hanımelleri Kooperatifi ile olan ortaklığını feshetme tasarrufunda bulundu belediye. Karar, belediye meclisinde ‘oy çokluğu’ ile alındı. Buraya dikkat buyurmanızı istirham ediyorum: “Çınarcık Belediyesi Hanımelleri Kooperatifi ile ortaklığını feshetsin” diye havaya kalkan eller, AKP’li meclis üyelerine ait. Oysa ki, aynı partinin meclis üyelerinin elleri, bundan 2 buçuk yıl evvel, bu kooperatifin belediye ile ortaklık kurmasına ‘evet’ demek için kalkmıştı. İki yılda ne değişti? Ben size söyleyeyim: Başlarına, ‘iyilerin en iyisi olan’ bir başkan geçti.

Ve bir de başkanın danıştığı ve  bu danışmanlığı karşılığında kendisine belediye tarafından maaş verilen tartışmalı bir zat var tabii. Ben bu maaşı, ‘avantadan lavanta’ olarak görüyorum. Haftada bir gün belediyeye teşrif eden bu beyefendi, Çınarcık Belediyesi’nin hangi ihtiyacını gidermekte ve kuruma ne gibi bir katkısı bulunmaktadır?

Mevcut başkanın, Hanımelleri Kooperatifi’nin birkaç mensubunu makamında ağırladıktan sonra sosyal medyada şu açıklamaları yer aldı:

"İlçemizde kadınlarımıza yönelik çok doğru bir iş ama çok dar bir katılımcı ile sınırlandırılmış durumda. Kooperatif yönetiminden bizim isteğimiz sınırlanan üye sayısının arttırılması ve böylece çok daha fazla kadına ekonomik fayda sağlanması yönünde çalışmalara devam edilmesidir. Kooperatifimizin faaliyetlerini genişleterek daha fazla kadınımıza istihdam olanağı sağlayabiliriz. Unutmamalıyız ki ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadınlarımızın yetiştirdiği çocuklarımız ile kentimizi ve ülkemizi daha iyi yerlere taşıyabiliriz."

Dileyenler, bu beyanata Çınarcık Belediyesi’nin resmi Facebook adresine girerek(19 Aralık 2019 tarihli paylaşım) ulaşabilir. Sayın Soyer’e sualim gayet net:  Kooperatifin faaliyetlerini genişletmesi ve çok daha fazla kadına istihdam olanağı yaratması için mi ortalıktan çekildin? Bu nasıl bir tutarsızlıktır? Bu nasıl bir düşmanlıktır?

Halbuki, seçim meydanlarında ‘rüya’ gibi master projeler, mega bir kent vaat edilmişti halka.

Biz kendilerinden, '250 deniz, 100 karapark yat kapasiteli Marina’ beklerken, Yeni Stad beklerken, Uluslararası Su Sporları, Sanayi Sitesi, Kültür Merkezi beklerken; onlar kurabiye-mantı yapıp satan kadınlarla uğraşıyor. Kadınların alın teriyle imal ettikleri ürünleri satmak için kullandıkları  küçük, mütevazı bir dükkanı ellerinden alıyorlar. Bu da herhalde, seçim sürecinde vatandaşa açıklanmayan  ‘gizli bir sosyal doku projesi’ idi. Bu tutum, ‘ucuz bir intikam duygusu’nun mahsulü bir tutum değil de nedir?

Bir başkan, belediyeyi yönetme, kentinin sorunlarına çözüm getirme maharetini ortaya koyamadığı içindir ki, bu gibi yollara saparak kendini tatmin etmeye çalışıyor.

Teessürle görmekteyim ki; bugün başkanlık koltuğunda oturan arkadaşımız,  öfke, kin ve nefret duygularının esiri olmuş vaziyette. Bilinçaltına çöreklenmiş bu duygularla, şahsımın başkanlığı döneminde hayata geçen atılımları yıkmaya çalışıyor. ‘Kin’ ve ‘nefret’ dürbününü, bir kadın kooperatifine bile doğrultuyor.

Sadece girişimci kadınlara değil, evrensel bir hak olan, işçilerin sendikal haklarına da gözünü dikmiş durumda. Aldığım duyumlara göre, başkan, belediye işçilerini sendikaya üye olmamaları yönünde ihtar etmiş ve hatta onlara karşı tehditkar bir yaklaşım sergilemiş. Sayın başkan; başında bulunduğun yapı, Çınarcık halkının ortak mülkü mü, yoksa babanın malikanesi mi? Malikanendeki hizmetçileri mi kapının önüne koymakla tehdit ediyorsun? Bu cüreti, bu aklı sana kim veriyor? Danışmanın mı? “Nereden nereye” öyle değil mi?

"Projelerimizle 500 kişiye istihdam sağlayacağız" vaadinden,  işçi çıkartmak için hummalı bir şekilde bahane ve zemin aramaya... Bereket versin ki, belediye başkanlığım dönemimde sendika konusunda işçilerin hiçbir sorun yaşamasına müsaade etmedik. Bu açıdan gönlüm çok ferah.

"Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür" diye bir söz var. Unutkanlık insanlık halidir. Hepimiz bazı şeyleri unutabiliriz. Bu nedenle, bir noktayı hatırlatarak hafızaları tazelemek istiyorum: Sayın Soyer seçim broşüründe, “Neden adayım?” sorusunun cevabını şu ifadelerle vermişti, aynen aktarıyorum: "Çınarcık’ımız bugüne kadar hiç olmadığı kadar mutsuz durumda. Esnaf mutsuz, öğrenci mutsuz, kadınlar mutsuz, işçiler mutsuz, özel sektör mutsuz. Ben bu durumdan rahatsızım. İnsanlarımız hor görülmeyi, kibirli tavırları, buyurgan ifadeleri hak etmiyor. Kundaktaki bebekten başlayan ayrımcılığı, ötekileştirilmeyi hak etmiyor. Öncelikle bu durumu düzeltmek için adayım."

Bu ifadeler gösteriyor ki, sayın Numan Soyer bugünleri çok önceden görmüş. Doğru; kadınlar mutsuz, işçiler mutsuz, esnaf mutsuz... Kim mutlu bugün, söyleyin?

Hadi, marinayı falan geçtik, pandemi günlerinde Koru Belediyesi kadar bile hizmet edemediniz halka. Koru Belediyesi, ekmekten sebze ve meyveye, erzak yardımından su birim fiyatlarının düşürülmesine kadar birçok faydalı işe imza attı. Siz ne yaptınız? Su faturaları ve emlak vergileri için vezneler açık diye anonslar yaptınız. Halkın en zor zamanlarında bu anonsları yapmak, ne büyük bir acziyet örneğidir? Bu nasıl ‘halkın yanında olmak’tır?

Koru Belediyesi demişken, yakın zamanda yaşanan bir gelişme bağlamında da birkaç kelam etmek istiyorum. Çınarcık Belediyesi ile Koru Belediyesi arasında bir protokol imzalandı. (Çınarcık Belediye Meclisi 31 no’lu karar) Protokol, Çınarcık ile Koru arasındaki sahil yolu projesinin tamamlanmasını ihtiva ediyor. Koru Belediyesi bunu, Çınarcık Belediyesi’ne olan borcunun bir kısmına mukabil yapacakmış.

Peki iki belediye arasındaki anlaşmazlık nasıl doğmuştu? Açıkçası bu sorunun gerçek yanıtını burada vererek, bu konuda şahsıma yöneltilen haksız eleştirilere de yanıt vermek niyetindeyim.

Filmi biraz geriye saralım.  Göreve geldiğimde, Koru Belediyesi’nin belediyemize borcunun bulunduğunu gördüm. Borç,  benden önceki başkan döneminden miras kalmıştı. Her sorumlu belediye başkanının doğal olarak yapması gerektiği gibi, bu borcu tahsil etmek için girişimde bulundum. Belediyelere düzenli olarak gelen İç Kontrolör, bu borcu tahsil etmem gerektiği konusunda beni açıkça uyardı.  Aksi takdirde ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan hakkımda işlem başlatılabilirdi. Durumu, partime mensup olan Koru Belediye Başkanı sayın Kamil Yaman’a lisan-ı münasiple izah ettim. Sorunun çözülmesi noktasında gerekli hassasiyeti maalesef kendisinden göremedim. Olayın yargıya intikal etmesi; benim, Çınarcık halkının cebinden çıkan ve yine Çınarcık’a hizmet için harcanması gereken parayı tahsil etmek  istememin bir neticesidir.

Çınarcık için yapacaklarımız burada bitti mi? Kuşkusuz, hayır. Ne vakit  Çınarcık’ın menfaatiyle örtüşmeyen, sonuçları halka menfi olarak yansıyacak, kaidelere ve teamüllere aykırı bir icraat, bir belediyecilik faaliyetiyle karşılaşırsak; buna mani olmak için elimizden geleni üşenmeden ve çekinmeden yapacağız. Demokles’in kılıcı gibi tepelerindeyiz, icra ettikleri her şeyi izliyoruz, değerlendiriyoruz.

Mevcut yönetime karşı ciddi ölçüde rahatsızlık duyan, şikayetleri derinleşen geniş bir halk kitlesinin var olduğunu görüyorum.  Bu tabloya kayıtsız kalmam mümkün değildir.

Gün, mesuliyet alma günüdür. Çınarcık’ın yarınları için kollarımızı sıvadığımızı ve sistemli, kapsamlı bir çalışma sürecinin içerisine girmiş bulunduğumuzu, buradan ilan ediyorum. Bu süreci, halkımızla çok yakın münasebet kurarak; samimiyetle, dürüstçe, önyargısız, demokratik bir olgunlukla yürüteceğiz. Halkla istişare kanalları daima açık olacak ve otokritik müessesesini işleteceğiz.

Siyasal iletişim, halkla bütünleşme, dijital/sosyal medya ve geleneksel yerel medya araçlarının kullanımı gibi konularda özenli bir çalışma ortaya koyacağız. Bunların hiçbiri lafta kalmayacak;  çok yakında pratiğe dönüştüreceğiz bunları…

"Bu kentin iyiliği için söyleyecek bir sözüm, bir düşüncem var" diyen her ferdi bu sürece davet ediyoruz.  Tüm dargınlıklar ayaklarımın altındadır.

Varsın, Çınarcık’ı ‘yönetemeyenlerin’ ağızlardan, “intikam, kin ve nefret” salyaları aksın. Biz, sevgiden, barıştan, kucaklayıcılıktan yana olmaya ve Çınarcık’ın menfaatini gözetme konusunda inatçı olmaya devam edeceğiz. Bizim tek bir kırmızı çizgimiz vardır. O da,  Çınarcık’ımızın huzuru ve  âli menfaatleridir.

25-26 Temmuz tarihlerinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emaneti ve aydınlık istikbalimizin teminatı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 37. Olağan Kurultay’ı gerçekleşecek.

Delege olarak iştirak edeceğim kurultayın, şimdiden memleketimize ve Türk siyasetine  hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Saygılarımla."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.